Ergoterapinin bireylerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını artırarak bağımsızlıklarını güçlendiren, fiziksel ve zihinsel iyileşmeye odaklanan bütüncül bir yaklaşım olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü’nden Öğretim Görevlisi Zeynep Çorakcı Yazıcıoğlu, ergoterapinin rehabilitasyon sürecindeki katkılarına dikkat çekti. Ergoterapistlerin çeşitli hastalık ve engel grupları ile hedefe yönelik çalışmalar yürüttüğünü, günlük yaşam aktivitelerinden duyu bütünleme terapisine bilişsel rehabilitasyondan nörolojik bozukluklara kadar çok geniş bir alanda çalıştığını belirten Çorakcı Yazıcıoğlu, ergoterapinin işlevselliği artırmak ve bağımsız yaşam becerilerini güçlendirmek için sıkça tercih edildiğini söyledi.
Dünya Ergoterapistleri Federasyonu WFOT (World Federation of Occupational Therapists) öncülüğünde ilk defa 27 Ekim 2010’da kutlanmaya başlanan Dünya Ergoterapi Günü’nde ergoterapinin tanıtılması amaçlanıyor.
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü’nden Öğretim Görevlisi Zeynep Çorakcı Yazıcıoğlu, 27 Ekim Dünya Ergoterapi Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada ergoterapinin önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Ergoterapi bütüncül bir rehabilitasyon yaklaşımıdır
Ergoterapinin “Bireylerin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlamak amacıyla uygulanan bütüncül bir rehabilitasyon yaklaşımı” olarak tanımlandığını belirten Çorakcı Yazıcıoğlu, “Ergoterapi, temel tıp bilimleri, psikoloji, sosyoloji gibi çeşitli bilim dallarından temel aldığı müdahale yaklaşımları ile bireylerin fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına yönelik kendine özgü uygulamalarını kullanarak yaşam kalitelerini artırmayı hedefler” dedi.
Çocukluktan ileri yaşa kadar geniş bir yelpazede uygulanıyor
Ergoterapistin bireylerin yaşadıkları ortamda daha bağımsız ve fonksiyonel olmaları için stratejiler geliştirip uyguladığını kaydeden Çorakcı Yazıcıoğlu, “Bu, bir çocuğun oyun oynama becerilerinin gelişiminden yaşlı bir bireyin kişisel bakımını bağımsız yapabilmesine kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir” dedi.
Hedefe yönelik çalışmalar yürütülüyor
Ergoterapistlerin çeşitli hastalık ve engel grupları ile hedefe yönelik çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Çorakcı Yazıcıoğlu, ergoterapi uygulamaları sonucunda bireylerin kendi hayatlarını bağımsız yürütebilmesini destekleyecek birçok beceri kazandırılması hedeflendiğini belirterek bu uygulamaları şöyle açıkladı:
Günlük Yaşam Aktiviteleri Eğitimi: Bireylerin yemek yeme, giyinme, banyo yapma gibi temel günlük aktiviteleri bağımsız bir şekilde yapabilmeleri için eğitim ve beceri geliştirme çalışmaları yapılır.
Duyu Bütünleme Terapisi: Özellikle otizm ve diğer nörogelişimsel bozukluklar yaşayan çocuklar üzerinde uygulanır. Duyusal uyaranların doğru şekilde algılanması ve işlenmesine yardımcı olmak amacıyla oyun temelli özel aktiviteler yapılır.
El Terapi ve Rehabilitasyonu: Kas-iskelet sistemi sorunları yaşayan bireyler için el ve üst ekstremite fonksiyonlarının iyileştirilmesi üzerine çalışılır. Bireyin el kullanımıyla ilişkili aktivitelerini (yeme-içme, yazı yazma, düğme ilikleme, mesleki işler vb.) gerçekleştirebilmesi hedeflenir.
Bilişsel Rehabilitasyon: Hafıza, dikkat, problem çözme gibi bilişsel becerilerin geliştirilmesine yönelik stratejiler uygulanır. Bu yöntem travmatik beyin yaralanmaları, inme, Alzheimer hastalığı, nörogelişimsel bozukluklar gibi nörolojik işlevleri etkilenen bireylerde kullanılabilir.
Ergonomik Danışmanlık: İş yerlerinde ya da evde fiziksel çevreyi ve çalışma pozisyonlarını bireylerin ihtiyaçlarına göre düzenleyerek yaralanmaların önlenmesi sağlanır.
Mesleki Rehabilitasyon: Çeşitli sebeplerden dolayı işe devam edemeyen ya da çalışma hayatına yeni başlayacak özel gereksinimli bireylere yönelik uygulanır. Ergoterapinin çeşitli yaklaşımları ile bireylerin mesleki aktivitelerine devam etmeleri desteklenir.
Öğretim Görevlisi Zeynep Çorakcı Yazıcıoğlu, ergoterapinin pediatrik, ortopedik, psikiyatrik ya da nörolojik hastalıklara sahip olan bireylerde de farklı alanlarda uygulanabildiğini, ayrıca toplum temelli rehabilitasyon, okul temelli uygulamalar ve koruyucu yaklaşımların ergoterapinin çalışma alanlarını oluşturduğunu kaydetti.
Ruh sağlığını iyileştirme potansiyeline sahiptir
Ergoterapinin bireyin bağımsızlık kazanmasına ve toplumsal katılımını artırmasına önemli katkılar sunduğunu ifade eden Çorakcı Yazıcıoğlu, “Tedavi süreci kişiselleştirilmiş bir yaklaşımla planlanır ve bireyin günlük yaşamında işlevsel olmasını hedefler. Ergoterapist, bireyin çevresindeki fiziksel ve sosyal faktörleri analiz eder, bu faktörleri iyileştirecek veya kişiyi bu zorluklarla başa çıkacak şekilde rehabilite eder. Ayrıca ergoterapi, duygusal ve psikososyal destek sunarak bireylerin ruh sağlığını da iyileştirme potansiyeline sahiptir. Tedavi sürecinde, bireylerin ihtiyaçlarına uygun teknolojik destekler ve adaptif cihazlar kullanılabilir. Örneğin, el becerileri sınırlı olan bir birey için özel tasarlanmış çatal bıçak takımları kullanarak yemek yeme becerisi geliştirilebilir ya da tekerlekli sandalye kullanan bir bireyin ev ortamında bağımsız hareket edebilmesi için çevre düzenlemeleri yapılabilir” diye konuştu.
Ergoterapi pek çok yönden iyileşme sağlıyor
Ergoterapinin bireylerin fiziksel, bilişsel, psikososyal becerilerinde iyileşme sağlayarak bağımsızlıklarını artırdığını belirten Çorakcı Yazıcıoğlu, bu etkileri şöyle açıkladı:
Fiziksel İyileşme: Kas gücü, el becerileri, ince ve kaba motor koordinasyonu gibi fiziksel yeteneklerin geliştirilmesi hedeflenir. Bir inme geçiren birey, el ve kol işlevlerini geri kazanarak günlük aktivitelerinde daha bağımsız hale gelebilir.
Bilişsel İyileşme: Dikkat, hafıza ve planlama gibi bilişsel fonksiyonların rehabilitasyonu sağlanır. Travmatik beyin yaralanması yaşamış bireylerde, bilişsel becerilerin iyileştirilmesi sayesinde iş ve sosyal yaşamda daha etkin olmaları sağlanabilir.
Psikososyal İyileşme: Ergoterapi, bireyin sosyal ilişkilerini geliştirmeye ve toplumsal katılımını artırmaya yönelik stratejiler sunar. Örneğin, depresyon yaşayan bir birey, ergoterapi ile günlük aktivitelerine geri dönerek kendini daha iyi hissedebilir.
Duyusal İyileşme: Duyu bütünleme terapisi sayesinde, özel gereksinimleri olan bir çocuk çevresindeki uyaranlara daha iyi yanıt verebilir ve bu da yaşına uygun yeni beceriler öğrenmesini kolaylaştırabilir.
Çok geniş bir hasta grubuna hitap eden ergoterapinin aşağıdaki durumların tedavisinde kullanıldığını kaydeden Çorakcı Yazıcıoğlu, şu bilgileri verdi:
Nörolojik Bozukluklar: İnme, multipl skleroz, travmatik beyin hasarı, Parkinson hastalığı gibi durumlarda fonksiyonel kayıpları geri kazanma amacıyla kullanılır.
Pediatrik Nörogelişimsel Bozukluklar: Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, serebral palsi gibi çocukluk çağında görülen gelişimsel bozukluklarda duyu bütünleme terapisi ve motor beceriler üzerinde çalışılır.
Ortopedik Yaralanmalar: Kas-iskelet sistemi sorunları, kırıklar, tendon yaralanmaları, omuz ve el sorunları gibi durumlarda fiziksel iyileşme sağlamak için müdahaleler yapılır.
Psikiyatrik Bozukluklar: Anksiyete, depresyon, şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklarda bireyin sosyal becerilerini geliştirme ve günlük yaşamda bağımsızlığını artırma hedeflenir.
Yaşlılık ve Geriatrik Sorunlar: Yaşlı bireylerde düşme önleme, demans ve Alzheimer hastalığı gibi bilişsel sorunlarda bilişsel rehabilitasyon ve günlük yaşam becerileri eğitimi sağlanır.
Ruhsal ve Fiziksel Kronik Hastalıklar: Kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, kronik ağrı gibi uzun süreli hastalıklarla başa çıkmada yaşam kalitesini artırmaya yönelik müdahaleler yapılır.
Ergoterapi etkili ve güvenli bir yöntemdir
Öğretim Görevlisi Zeynep Çorakcı Yazıcıoğlu, ergoterapinin bireylerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını artırarak bağımsızlıklarını güçlendiren, fiziksel ve zihinsel iyileşmeye odaklanan bütüncül bir yaklaşım olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Kişiye özel uygulamalarıyla her yaştan ve farklı ihtiyaçları olan bireyler için rehabilitasyon sürecinde tercih edilen etkili ve güvenilir bir yöntemdir. Bu nedenle rehabilitasyon sürecinde işlevselliği artırmak ve bağımsız yaşam becerilerini güçlendirmek için sıkça tercih edilmektedir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın